Bacak bacak üstüne atma
biçimi çok sayıda anlam taşır ve kişinin iç dünyasıyla ilgili çok değerli
ipuçları yansıtır. Ayrıca bacak bacak üstüne atmak, kalça ve bacak kaslarına
değişik hareketler sağladığı için uzun süre yorulmadan oturmaya imkan verir.
Bu yönüyle de bacak bacak üstüne atmak amaçlı bir harekettir.
Keşfedilmiş Bir Davranış
İnsanlar, ağlamak gibi
bazı davranışlarıyla birlikte doğarlar. Bu davranışlar sosyal çevre tarafından
büyük ölçüde yönlendirilir. Çocukluktaki sesli ağlama yetişkinlikte yerini
sessiz gözyaşlarına veya bastırılmış hıçkırıklara terk eder. İnsanlar ağlamak
gibi doğuştan getirdikleri davranışların yanı sıra bacak bacak üstüne atmak
gibi bazı davranışları da keşfederek sonradan kazanırlar. Keşfedilen (ikincil)
davranışlar da farkında olmadan sosyal modaların izinden giderek büyük ölçüde
değişikliklere uğrarlar. Bacak bacak üstüne atmak modanın değiştirdiği
keşfedilmiş davranışlardan biridir. Çocuk bacak bacak üstüne atarak oturmanın
hoşuna giden rahat bir beden duruşu sağladığını düşünür. Kısa bir süre sonra
çocuğun içinde yaşadığı çevrenin yazılı olmayan kuralları bu oturma biçimini
köklü bir şekilde etkiler. Çocuklar büyüdükçe, hiçbir şekilde farkına varmadan,
içinde bulundukları yaş grubu, sosyal sınıf ve aynı cinsiyetten olan
arkadaşları gibi bacak bacak üstüne atmaya başlarlar.Geçen yüzyılda
İngiltere’de (Victoria Döneminde) iyi yetişmiş bir genç kız ve kadın hiçbir
şekilde bacak bacak üstüne atmazdı. Bugün de bu eğitimin izlerini Kraliyet
ailesinde görmek mümkündür. Kraliçe Elizabeth bacak bacak üstüne atmak yerine,
ancak ayaklarını bileklerinden kavuşturur. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında
sosyal davranışlarda meydana gelen büyük değişiklikler karşısında, kadınların
bacak bacak üstüne atmalarını ayıplamak mümkün değildir. Ancak yine de bacak
bacak üstüne attığı zaman oluşturacağı görüntü birçok kadın için kaygı
kaynağıdır. Dizleri hizasında veya daha kısa etek giyen bazı kadınlar sürekli
eteklerini çekiştirerek bu kaygıyı dışarıya yansıtırlar. Bir topluluk içinde
bacak bacak üstüne atarak bacaklarını ortaya koyan bir kadının tutumu,
çevredeki erkekler tarafından ''davet edici'' olarak yorumlanabilir. Bu
sebeple kadınların bacak bacak üstüne atma davranışlarına özen göstermeleri,
geçen yüzyıldan kalan bir sosyal kuralın oldukça zayıflamış bir biçimde devam
etmesidir. Kolların kavuşturulması arkaik olarak nasıl kalbi korumak amacını
taşıyorsa, bacakların kavuşturulması da cinsel organların korunması amacına
yöneliktir. Bacak bacak üstüne atma davranışı, kavuşturulmuş kollar kadar
olumsuz duyguları yansıtan bir özellik taşımaz. Ancak bu davranışın da dikkatle
değerlendirilmesi özellikle üçlü ve dörtlü ilişkilerde büyük önem taşır.Bacak
bacak üstüne atmak olumsuz ve savunucu bir tutumun ve artmış olan iç
gerginliğin işareti olabileceği gibi, karşılıklı ilişkideki incelik ve zerafeti
de yansıtabilir.
Alışılmış Durum
Bu jest Batı kültürünün etkisi altında
kalarak yetişen insanların geleneksel oturma biçimi olarak da tanımlanabilir.
Bu oturma biçimini tek başına olumsuz bir işaret olarak değerlendirmek hatalı
olur. Çünkü uzun süre bir toplantıyı izlemek veya ders dinlemek gibi sebeplerle
çok rahat olmayan bir sandalyede oturmak zorunda kalanlar da zaman zaman bu
oturma biçimlerini kullanırlar.Bu oturma biçimine kolların kavuşturulması
eklendiği takdirde, kişinin hoşnutsuzluğunun bir ifadesi olarak
değerlendirilir. Bu durumda oturan birine, özellikle ''evet'' veya ''hayır''
diye cevaplandırabileceği sorular sormamak daha yerinde olur. Çünkü bu şekilde
oturan kişiden olumsuz cevap alma ihtimali çok yüksektir.Bu oturuş biçimine
bir topluluk içinde eşlerinden veya erkek arkadaşlarından memnun olmayan
kadınlarda, dinledikleri konferans veya seminerden memnun kalmayanlarda da
rastlanır.
'Dört'' Durumu
Bu şekilde bacak bacak
üstüne atmak tartışmaya veya rekabete dönük bir durumun varlığının işaretidir
ve kaynağını Amerikan kültüründen almaktadır. Sadece bu oturma biçimine bakarak
bir yorum yapmak zordur. Ancak bu oturma biçimi yukarıdaki ayağın bir veya iki
el ile tutulması biçimindeyse, bu şekilde oturan kişinin fikirlerini
değiştirmeye niyeti olmayan katı ve inatçı bir insan olduğunu düşünmek hatalı
olmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder