Kadınların da erkeklerle
ortak bazı kur davranışlarına sahip olduklarını söylemiştik. Bunlar omuz
üzerinden yan bakmak, saçları düzeltmek, kıyafetine çeki-düzen vermek, beden
duruşunu dik duruma getirmek için mideyi içeri çekmek, göğüsleri öne
çıkartmaktır.
Bir veya iki elin kalçada durması da, meydan okuyucu ve kadının
kendisini ortaya koyduğu bir davranıştır.Uzun süreli göz temasının en temel kur
davranışı olduğunu biliyoruz. Bazı kadınlarda buna yanaklarda beliren hafif bir
kızarma eşlik eder. Yanaklardaki bu kızarma bir heyecan belirtisidir.Kadınların
kur davranışlarından biri, başın kısa ve ani bir hareketle geriye hareket
ettirilmesi sırasında saçların arkaya atılmasıdır.Kadını karakterize eden temel
jestlerin en başında bileğin bükülerek avuç içinin gösterilmesi gelir. Erkekler
bileklerini düz tutarlar, bu sebeple bir erkeğin bileğini bükerek avuç içini
açığa çıkartması, kadınsı bir davranış olarak yorumlanır. Erkek kravatını
düzeltirken, kadın elini bileğinden bükerek avuç içini ortaya koymuş, bedeni ve
bakışlarıyla da erkeğe yönelmiştir. Bu iki kişi, kendilerine çok yakın olduğu
halde, aralarındaki üçüncü kişiyi bütünüyle dışlamışlardır.Kadınlar özellikle
sigarayı avuç içlerini gösterecek şekilde içerek, kadınca görünüşlerinin
etkisini güçlendirirler. Kırıtarak yürümek, çevredeki ilginin kadının en erotik
bölgelerinden biri olan kalçalarında toplanmasına sebep olur. Bu sebeple
kadının kırıtması çevredeki erkekler tarafından bir ''davet'' olarak
yorumlanır.Omuz üzerinden hafif yan bakış, birçok filmde cinsel çekiciliğini
sergileyen kadın oyuncu tarafından erkeği baştan çıkartmak için kullanılır.
Gerçekten de omzu üzerinden hafif kısık gözlerle bakan bir kadın birçok erkeğin
yüreğinde ateşler yakabilir. Eğer kadın omuzları açık bırakan bir elbise
giyiyorsa, bu bakışın etkisi daha da artar. Filmlerde cinsel çekiciliklerini
sergileyen kadın oyuncularda ve erkek okurlara yönelik olarak hazırlanan
dergilerde sık rastlanan bir işaret de hafif aralık ve nemli dudaklardır.
Dudaklar ya dille ıslatılarak ya da ruj gibi sürülen parlatıcılarla nemli hale
getirilerek ilgi merkezi yapılır. Uyarılan kadının cinsel bölgelerinde kan
toplanarak kızarmaya sebep olur. Kadınların ruj sürerek dudaklarını
kızartmalarının temelinde yatan gerçeğin bu olduğunu hemen hemen hiçbir kadın
bilmemesine rağmen, İslamiyet'in getirdiği kısıtlamaya uyanlar hariç, bütün
kadınlar ruj sürerler. Kadına kadınca özelliğini veren, bunu çevresine karşı
çeşitli nüanslarda kullanma imkanını sağlayan temel davranışlardan biri ayak
ayak üstüne atmaktır. Erkeklerin bacaklarının çoğunlukla açık oluşu, cinsel
bölgelerini teşhirden, kadınların bacaklarının çoğunlukla kapalı o1uşu cinsel
bölgelerini koruma ihtiyacından kaynaklanır. Bacakları açık tutmak erkeklerde
meydan okumak, üstünlük, sınırlarını genişletmek, kendini kabul ettirme
isteğidir. Kadınlarda ise bacakların açık tutulmasını, dış dünyaya yansıyan
bir ''davet'' işareti olarak yorumlayanlar çoğunluktadır. Hiç şüphesiz pantolon
giymek kadınlara önemli ölçüde hareket serbestliği sağlamış olsa bile, etek
giyen bir kadının bacaklarını kullanma biçimi onun cinsellik konusundaki
rahatlık ve tabulara bağlılık derecesini ortaya koymak açısından çok önemli
bir işarettir. Bir bacağın alta alınarak ve dizin açıkta kalarak oturulması,
kadının rahatlık ve güvenini yansıtır. Bu oturma biçimi karşı tarafı da
rahatlığa ve formalitelere boş vermeye davettir. Sosyokültürel olarak üst
sınıfta ender rastlanan bir davranıştır. Kadının bacak bacak üstüne atmış
olarak bir ayakkabısını ayağından çıkartarak, parmak ucunda sallaması yine çok
rahat ve erkeği baştan çıkartmaya yönelik bir jest olarak kabul edilir. Bu
davranışta ayrıca ayağın erotik bir obje olarak teşhiri söz konusudur.
Kadınların yine ilgiyi üzerlerine toplamak için bilinçli olarak uyguladıkları
bir başka jest, bacak bacak üzerine atarak, bacakları paralel olarak bir yana
uzatmalarıdır. Birbirine paralel olan bacaklar beden ağırlığını taşımadıkları
için, kadın dik olarak oturmak durumunda kalır. Bu oturma kadının bütün
çekiciliğini ortaya koyan çarpıcı bir görünüştür. Bacaklarını büyük ölçüde
ortada bırakacak şekilde kısa etek giyen bazı kadınlar bir rahatsızlık
yaşarlar ve sık sık eteklerini çekiştirirler. Bu şekilde giyinen kadınlar böyle
bir etek giyildiği zaman ortaya çıkacak görüntünün erkeklerin ilgisini
çekeceğini bilirler ve seçimlerini bu ilgiyi sağlamak için yaparlar. Ancak bu
ilginin aşikar olarak ortaya çıkması onlarda rahatsızlık yaratır. Kısa etek
giymek, sonra da sık sık etek çekmek cinsel açıdan olgunlaşmamışlığın
belirtisidir ve alt sosyokültürel düzeye ait bir davranıştır. Bu sebeple kısa
etek giymek isteyenlerin konunun bu yönüne dikkat etmeleri ve çevreye
kendileriyle ilgili verdikleri mesajın farkında olmaları doğru olur. Kadının
elinde yuvarlak, uzun, silindir biçiminde bir obje bulunması, Freudcu
psikologlar tarafından kadının zihninde daha farklı bir objenin varlığı olarak
yorumlanır. Eğer kadın elini ayaklı bir şarap bardağının uzun sapı boyunca
ritmik olarak gezdiriyorsa, bu kanaat güçlenir. Özellikle kadının ağzına götürdüğü
silindirik objelerle uzun süreli temasları bu yönde değerlendirilir.
Bazı modellerin veya
cinselliğini sergileyen artistlerin bu yorumu haklı çıkartacak aşırı
vurgulamaları olur. Bu amaçla kullanılan objeler arasında ilk akla gelenler
sigara, ruj ve kalemdir.
Yorumlar
Yorum Gönder