Türkiye, Yunanistan,
Japonya, Fransa (güney bölgesi) ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde insanların
önemli bir bölümü açık jestlerle konuşurlar. Kuzey Avrupa'ya doğru çıktıkça,
özellikle endüstrileşmenin yoğun olduğu bölgelerde kollar bedene yakın tutulur
ve oldukça az hareket ettirilir.Güney ülkelerinde jestlerle yapılan
vurgulamalar, kuzey ülkelerinden daha fazladır. Araştırma filmleri üzerinde
yapılan incelemeler, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu Akdeniz ülkelerinde
jestlerin Kuzey Avrupa ülkelerinden daha sık ve daha büyük hareketlerle
kullanıldığını göstermiştir. Yapılan araştırmalar bu farkın coğrafi bölge
özelliklerinden değil, sıcaklık farklarından kaynaklandığını ortaya koymuştur.
Ancak sıcaklık farklarının hangi sebeplerle jestlerde böyle bir farklılığa yol
açtığı açıklanamamıştır.
Orta Avrupa ve İngiltere'de aristokrat ailelerin
çocuklarına eğitim veren yatılı okullarda, yemek yerken öğrencilerin koltuklarının
altına kitap yerleştirilir ve hareketleri sınırlandırılır. Yapılan uygulamalar
sonucunda çocuklar aldıklarını ve verdiklerini disiplin altına sokarlar,
başkalarından bir şeyler almaları ve onlara bir şeyler vermeleri bedensel
olarak sınırlanır. Bu eğitimin amacı öğrencilere, davranışlarını azaltarak
duygularını bastırmayı öğretmektir. Böyle bir eğitim kaçınılmaz olarak
insanları sıkıştırır ve sınırlı kalıplar içinde düşünmeye zorlar.
Zamanla
insanlar toplumsal zorunluluklar ve kurallarla sınırlanır, duygularına
yabancılaşır ve duygularını ortaya koymakta zorluk çekerler. Benzer durumu
çeşitli sahne gösterilerinde de gözlemek mümkündür. Alt sosyo-kültürel
topluluklar bir konser sırasında takdir, hayranlık ve beğenilerini coşkuyla
ifade ederken, üst sosyo-kültürel topluluklar hayran oldukları sanatçıları bile
son derece sönük bir şekilde alkışlamaktadırlar. Buna karşılık büyük insan
toplulukları önüne çıkan bir politikacı kollarını açar, büyük ve geniş jestler
yapar, topluluğu adeta kucaklar ve bu yolla topluluğu etkilemeye çalışır. Bir
lider ne ölçüde önemli fikirler taşırsa taşısın, donuk bir ifadeyle konuşarak
karşısındaki topluluğu etkileyemez ve onları fikirlerinin peşinden
sürükleyemez. Böyle bir konuşma sırasında ellerin havaya kaldırılması, yumruk
yapılması başarıyı, gücü ve mücadeleyi hissettirdiği için, topluluğu
heyecanlandırır ve olumlu yönde etkiler.
Yorumlar
Yorum Gönder