Kişisel Alan Nedir?

Kişisel Alan nedir? Mahrem Bölge, sosyal bölge vs...
Çoğu hayvanın vücudunun etrafında kendi kişisel alanları olarak sahip çıktıkları belli bir boşluk vardır. Bu boşluğun büyüklüğü temelde hayvanın yetiştiği alanın ne kadar sıkışık olduğuyla ilişkilidir. Afrika'nın uzak bölgelerinde yetişen bir aslanın bölge­sindeki boşluk o bölgedeki aslan popülasyonunun yoğunluğuna bağlı olarak elli kilometre veya üzerinde bir çapa sahip olabilir. Aslan bölgesel sınırlarını işeyerek ve dışkılayarak işaretler. Öte yandan esaret altında yetiştirilen bir aslanın kişisel alanı sıkışık koşulların doğal bir sonucu olarak sadece birkaç metrelik bir bü­yüklüğe sahip olabilir.Diğer hayvanlar gibi insanın da kendisiyle taşıdığı portatif bir 'hava kabarcığı' vardır ve bu kabarcığın büyüklüğü yetiştiği bölgedeki nüfus yoğunluğuyla ilişkilidir. O halde bu kişisel bölge mesafesi kültürel olarak belirlenir. Japonlar gibi bazı kültürler ka­labalığa alışıkken bazı başka kültürler 'geniş açık alanlara' alışık­tırlar ve mesafeyi korumayı severler. Statü de bir kişinin diğerlerine göre gerek duyduğu mesafeyi etkileyebilir ve bu da daha sonraki bir bölümde tartışılacaktır.



1 Mahrem Bölge (15 ila 45 cm. arasında)
Kişiler bu bölgeyi kendi mallarıymışçasına koruduklarından tüm bölgeler arasında en önemlisi budur. Sadece o kişiye duygusal olarak yakın olan kişilerin bu bölgeye girmesine izin verilir. Burada bir de sadece fiziksel temas sırasında girilebilen ve vücuttan uzaklığı 15 cm olan bir alt-bölge vardır. Bu da yakın mahrem böl­gedir.
2 Kişisel Bölge ( 46 cm ila 1.22 rn. arasında)
Bu da kokteyllerde, ofis partilerinde, sosyal etkinliklerde ve arkadaş toplantılarında başkalarıyla aramızdaki mesafedir.
3 SosyalBölge (1.22 ila 3.6 metre arasında)
Yabancılar, örneğin evimizde tamirat yapan tesisatçı veya doğramacı, postacı, bakkal, işyerindeki yeni eleman ve çok iyi ta­nımadığımız kimselerle aramızdaki mesafe budur.
4 Ortak Bölge (3.6 metrenin üzerinde )
Kalabalık bir gruba hitap ettiğimizde durmayı tercih ettiği­miz rahat mesafe budur.
Bölge Mesafelerinin Pratik Uygulamaları
Normal olarak mahrem bölgemize başka birisi aşağıdaki iki nedenle girer. Birincisi yakın bir akraba veya arkadaştır ya da bize cinsel olarak yaklaşmaya çalışmaktadır. İkincisi ise karşımızdaki­nin saldırgan olması ve bize saldırmak üzere olmasıdır. Kişisel ve sosyal bölgelerimize yabancıların girmesine dayansak da bir ya­bancının mahrem bölgemize girmesi vücudumuzda fizyolojik deği­şikliklerin olmasına neden olur. Kalp kanı daha hızlı pompalar, kanımıza adrenalin akar ve olası bir 'kaç veya saldır' durumuna hazırlık yapılırken beyin ve kaslara daha fazla kan pompalanır.Bu da yeni tanıştığınız birinin omzuna elinizi koymanızın veya ona sarılmanızın karşınızdaki sizi gücendirmemek için gıi­Iümsese bile onun size karşı olumsuz duygular beslemesine yol açacağı anlamına gelir. İnsanların yanınızda rahat olmasını istiyor­sanız altın kural 'mesafeli davran'dır. Başka insanlarla ilişkileri­miz yakınlaştıkça bölgelerinde daha yakına girmemize izin verilir. Örneğin, yeni bir eleman diğer personelin başlangıçta kendisine soğuk davrandıklarını düşünebilir ama aslında onu daha iyi tanıya­na kadar sosyal bölge mesafesinde tutmaktadırlar. Diğer çalışanlar onu daha iyi tanıdıkça kişisel bölgelerine ve hatta bazı durumlarda mahrem bölgelerine girmesine izin verirler.
Öpüşmekte olan iki kişinin kalçalarının mesafesi bize arala­rındaki ilişki hakkında bilgi verir. Sevgililer bedenlerini birbirleri­ninkine bastırırlar ve birbirlerinin mahrem bölgelerinde hareket ederler. Bu yılbaşı gecesi bir yabancıyı veya en iyi arkadaşınızın eşini öpmekten farklıdır. Bunların her ikisi de pelvislerini sizinkin­den en az 15 santim uzakta tutarlar.Mesafe/mahremiyet kuralının istisnalarından biri mekansal mesafenin kişinin sosyal statüsüyle ilgili olduğu durumdur. Örne­ğin bir şirketin müdürü astlarından biriyle hafta sonları balığa gi­diyor olabilir ve balığa gittiklerinde birbirlerinin kişisel veya mah­rem bölgesinde dolaşıyor olabilirler. Ancak, büroda müdür, yazılı olmayan sosyal tabaka kurallarına uymak için 'balık' arkadaşını sosyal mesafede tutar.Konserler, sinema, asansörler , tren veya otobüslerin kalaba­Iık olması başka kişilerin mahrem bölgelerine girilmesini kaçınıl­maz kılar ve insanların bu müdahaleye tepkilerini seyretmek eğ­Ienceli olabilir. Batı kültürlerinde insanların sıkışık bir asansör veya toplu taşıma aracı gibi kalabalık bir durumda katı bir şekilde uydukları bir dizi yazılı olmayan kural vardır. Bu kurallar arasında şunları sayabiliriz:
   Tanıdığınız birisi dahil olmak üzere kimseyle konuşmamalı­sınız.
   Asla başkalarıyla göz teması kurmamalısınız.
   'Poker suratı' takınmalısınız - hiçbir şekilde duygular belli edilmemelidir.
   Elinizde kitap veya gazete varsa ona gömülmüş görünmelisiniz.
   Kalabalık ne kadar fazlaysa o kadar az hareket edebilirsiniz.
    Asansörlerde başınızın üzerindeki kat numaralarını seyret­mek zorundasınız.
Sabah ve akşam saatlerinde işe giden insanları tarif ederken 'mutsuz', 'üzgün' ve 'umutsuz' gibi sözcüklerin kullanıldığını sık sık duyarız. Bu ifadeler genellikle yolcuların yüzündeki boş, an­lamsız ifadeler yüzünden kullanılırsa da gözlemci yanlış hükümle­re varmaktadır. Gözlemcinin aslında gördüğü kalabalık bir kamu alanında mahrem bölgelerine kaçınılmaz olarak müdahale edilme­sinde geçerli olan kurallara uyan bir grup insandır.
Bu konuda şüpheniz varsa kalabalık bir sinemaya tek başını­za bir daha ki sefere gidişinizde nasıl davrandığınıza dikkat edin. Yer gösterici sizi tanımadığınız suratlardan oluşan bir kalabalıkla çevrili olan koltuğunuza doğru yönlendirirken nasıl önceden prog­ramlanmış bir robot gibi kalabalık yerler için yazılı olmayan dav­ranış kurallarını uygulamaya başlayacağınıza dikkat edin. Yanınız­daki tanımadığınız kişiyle koltuğun kol dayanağı için bölgesel bir savaşa başladığınızda kalabalık bir sinemaya tek başına gidenlerin neden ışıklar sönüp de film başlamadan yerlerine geçmediklerini anlarsınız. Kalabalık bir asansör, sinema veya otobüsteyken etra­fımızdaki insanlar insan olmayan varlıklara dönüşür - yani bizim açımızdan yok olurlar ve biz de mahrem bölgemize müdahale edil­diğinde saldırıya uğramış gibi davranmayız.Ortak bir amaç için savaşan kalabalık bir grup veya protes­tocular bölgelerine müdahale edildiğinde bireylerle aynı şekilde davranmazlar, hatta çok daha farklı bir durum ortaya çıkar. Kala­balığın yoğunluğu arttıkça her bir bireye daha az kişisel alan düşer ve kişiler gitgide saldırganlaşır. Bu da kalabalığın büyüdükçe daha kızgın ve çirkin olmasının ve saldırganlaşmaya başlamasınm nede­nidir. Bu bilgi, herkesin daha fazla kişisel alana sahip olarak sa­kinleşmesini sağlamak amacıyla kalabalığı dağıtmaya çalışan polis tarafından kullanılır.Yüksek yoğunluklu yerleşim projelerinin kişilerin kişisel alanlarını ellerinden almaktaki rolünü hükümet ve şehir plancıları­nm anlaması ancak son yıllarda olmuştur. Yüksek yoğunluklu ya­şam ve aşırı kalabalığın etkilerini yakın zamanda Amerika Birleşik Devletleri'nde Chespeake Körfezi'nde Maryland kıyılarmdan iki kilometre uzakta yer alan James Adası'ndaki geyik nüfusu üzerin­de yapılan bir araştırma göstermiştir. Bol miktarda yiyecek olması, avcılara rastlanmaması ve enfeksiyon olmamasına rağmen geyikle­rin çoğu topluca ölmekteydi. Önceki yıllarda sıçan ve tavşanlar üzerinde yapılan benzer çalışmalar da benzer bir eğilimi göstermiş­ti ve araştırmaların sürdürülmesi geyiklerin, nüfus arttıkça her bir geyiğin kişisel bölgesinin yok olmasından kaynaklanan stresin yol açtığı adrenalin bezlerinin aşırı çalışmasından öldüğünü ortaya çı­kardı. Adrenalin bezleri büyüme ve üremenin düzenlenmesi ve vü­cut savunma seviyelerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynarlar. Böylece ölümlere yol açanın açlık, enfeksiyon veya saldırı değil aşırı nüfusun yol açtığı strese karşı fizyolojik bir tepki olduğu an­laşılmıştır.Bunun ışığında en yüksek insan nüfusu yoğunluğuna sahip bölgelerin neden en yüksek suç ve şiddet oranına da sahip olduğu­nu görmek mümkündür.Karakolda sorgucular genellikle sorgulanan suçluların di­rencini kırmak için bölge müdahale tekniklerini kullanırlar. Suçlu­yu odanın boş bir yerindeki kolsuz, sabit bir sandalyeye oturtarak soru sorarken onun mahrem ve yakın mahrem alanına girerler ve soruya cevap alıncaya dek de orada kalırlar. Bu bölgesel tacizin suçlunun direncini kırması genelde çok kısa sürede gerçekleşir.Yöneticiler aynı yaklaşımı astlarından gizlemekte oldukları bilgileri elde etmek için kullanabilirler ama bir pazarlamacının müşterilerine karşı bu yaklaşımı kullanması için salak olması gere­kir.

Yorumlar